İsrail’in Filistin Evlerine Yönelik Yıkım Pratiği
İsrail ordusunun Filistin evlerine yönelik yıkım politikaları, tarihsel bir süreçten gelmektedir. Bu politika, Filistinlilerin direnişine karşı güçlü bir caydırıcılık oluşturmak amacıyla ev yıkımlarını bir cezalandırma aracı olarak kullandığı belirtilmektedir. Özellikle Kudüs, Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nde bu politikalar sıkça uygulanmaktadır.
Yıkımın Boyutu ve Etkileri
İsrail’in Filistin evlerine yönelik yıkım politikaları sonucunda Gazze’de büyük bir yıkım ve tahribat meydana gelmiştir. Resmi rakamlara göre, doğrudan zarar 50 milyar doları aşmıştır. 2 milyondan fazla Filistinlinin yaşadığı şehirde 170 bin ev tamamen yıkılmış, 80 bin ev ciddi şekilde zarar görmüş ve 200 bin ev ise kısmen hasar görmüştür.
Uluslararası Hukuktaki Yeri
Ev yıkımları uluslararası hukuk açısından Dördüncü Cenevre Sözleşmesi tarafından düzenlenmektedir. Sözleşmeye göre, işgalci güçlerin özel kişilere ait evleri tahrip etmesi yasaklanmıştır. Ancak İsrail, Filistin topraklarının Sözleşme tarafı olmadığını iddia ederek bu hükümleri uygulamamakta ve ev yıkımlarına devam etmektedir.
Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Kuruluşlarının Bakışı
İşgal altındaki Filistin topraklarında gerçekleşen ev yıkımları, insan hakları ihlali olarak kabul edilmektedir. Uluslararası Af Örgütü gibi kuruluşlar, uluslararası insan hakları anlaşmalarının işgal altındaki bölgelerde de geçerli olması gerektiğini savunmaktadır. Ancak İsrail, bu hükümleri uygulamamakta ve ev yıkımlarını meşrulaştırmaya çalışmaktadır.
İsrail’in Filistin evlerine yönelik yıkım politikaları, uluslararası toplumda büyük endişe yaratmakta ve insan hakları ihlalleri olarak değerlendirilmektedir. Bu durum, bölgedeki gerilimi artırmakta ve barış sürecini olumsuz etkilemektedir.